Depresyon
Depresyon, bir kişilik özelliği ya da "şımarıklık"
değildir. Depresyon, birçok nedenden dolayı insanların günlük hayatlarında
yaşadıkları duygusal çöküntü hali olarak tanımlanır. Depresyon, kişinin
yaşamını ve uyumunu etkileyen ciddi bir üzüntü durumudur. Depresyon belirtileri
arasında üzüntü, karamsarlık, yaşamdan zevk alamama, uyku bozuklukları, iştah
değişiklikleri, halsizlik, suçluluk duygusu, dikkat eksikliği, ölüm veya
intihar düşünceleri bulunur.
Depresyon Nedir?
Günümüzde, ekonomik zorluklar, iş bulamama, evlilik problemleri, sosyal meseleler, sınav stresi derken hepimiz hayatımızın belirli bir döneminde depresyonla burun buruna geliyoruz. Kimimiz buna can sıkıntısı derken kimimiz de yaşadığımız depresyonu görmezden geliyoruz. Peki nedir bu depresyon? Depresyon genel anlamıyla insanların gündelik hayatlarında birçok nedenden ötürü yaşadıkları “duygusal çökkünlük hali“dir. Bu çöküntü dönemi eğer tedavi edilmezse, kronikleşebilir ve tedavi edilmesi daha güç hale gelebilir.
Depresyon Belirtileri Nelerdir?
Depresyon kişinin günlük yaşamını ve uyumunu etkileyecek düzeyde ciddi bir üzüntü yani çökkünlük halidir. Üzüntü ve karamsarlık, yaşamdan zevk alamama, uyku bozukluğu, iştah bozukluğu, hareketlerde durgunluk ya da sıkıntı nedeniyle yerinde duramama, halsizlik bitkinlik, suçluluk duygusu, dikkatini toplayamama, ölüm ya da intihar düşüncesi depresyon belirtilerindendir.
Depresyonda olan kişilerin şikayetleri birçok alanda ortaya çıkar:
– Duygu durumda değişiklikler: Hüzün, bıkkınlık, sinirlilik, mutsuzluk
– Olumsuz düşünce yapısı: Düşük özgüven, çaresiz ve umutsuz olduğuna dair inançlar, intiharla ilgili düşünceler
– Sosyal ilişkilerde problemler: Sosyal geri çekilme, sosyal beceri problemleri, sosyal problemleri çözmede zorluklar
– Fiziksel şikayetler: Uyku bozuklukları, iştahta değişiklikler, aktivitede azalma, ilgide azalma, uyuşukluk, miskinlik
Aşağıdaki belirtilerden en az beşi en az iki haftadır, hemen her gün ve gün boyu sürmüş ise “Majör Depresyon” teşhisi konulur. Ancak pratikte daha az bulgu olsa da kişinin yaşamını olumsuz etkiliyorsa psikolojik tedaviye başvurulmalıdır.
- Her zaman zevk alınan şeylere ilgi duymama, isteksizlik, yaşamdan zevk alamama.
- Üzüntü, keder, neşelenememe, karamsarlık, umutsuzluk, çaresizlik duyguları.
- Suçluluk duygusu; kendine güvende azalma, kendini değersiz, işe yaramaz hissetme.
- Uyku bozuklukları (az ya da çok uyuma, uykunun bölünmesi).
- Bedensel güçsüzlük, halsizlik, çabuk yorulma.
- İştah ve kilo değişiklikleri (Az ya da çok yeme, kilo alma ya da verme).
- Hareketlerde ya da düşüncede yavaşlama.
- Dikkatini toplayamama.
- Ölüm intihar düşünceleri.
Depresyon kişinin, ailesinden ve arkadaşlarından çokça duyduğu “gez, dolaş, kafana takma, boşver” vb. söylemlerle üstesinden gelemeyeceği oldukça önemli bir psikolojik tablodur. Depresyonu yenebilmek ya da depresyondan çıkabilmek için bundan daha fazlasına yani bir uzman desteğine ihtiyaç duyulmaktadır. Yapılan bilimsel araştırmalar göstermiştir ki depresyon tedavisinde sadece ilaçla tedavi çoğu zaman tek başına işe yaramamaktadır. Bu noktada psikolojik destek ön plana çıkmakta olup psikolojik danışmanlık, psikoterapi depresyon tedavisinde sıklıkla kullanılmakta ve yeterli sonuç vermektedir.
Depresyon tedavi olmasa da kısa sürede kendiliğinden iyileşir mi?
Hayır. Çoğunlukla depresyonun kendiliğinden iyileşebileceği düşüncesi doğru değildir. Eğer tedavi edilmezse aylar hatta yıllar boyu sürebilir. Giderek şiddetlenebilir ve tam bir çaresizlik ve karamsarlık ile kronik bir hale gelebilir. Kimi durumlarda özellikle yaşamsal olaylara bağlı hafif şiddette karamsarlık stres verici olayların azalması sonucunda kendiliğinden düzelebilir. Hafif şiddette depresyonun olduğu bu durumlarda danışmanlık hizmeti ya da destekleyici psikoterapi de tedavi edici olmaktadır.
Depresyon Nasıl Tedavi Edilir?
Depresyon psikoterapisinde aralarında geleneksel psikanalizin de bulunduğu birçok tedavi yaklaşımı kullanılmıştır. Ancak günümüz modern psikiyatrisinde özgün olarak depresyon tedavisinde kullanılan ve etkinliği kanıtlanmış en sık başvurulan yöntem EMDR Terapisi (Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) ve Bilişsel Davranışçı Terapi yaklaşımı olmaktadır.
Depresyon ile ilgili yapılan çalışmalarda kişinin geçmişinde travmaların yaygın olduğu bulunmuştur ve travmalara yönelik uygulanan EMDR Terapisinin depresyonun tedavisinde etkili olduğu araştırmalarla da kanıtlanmıştır. Depresyon durumunda kişinin kendine veya çevresindekilere karşı olumsuz inançlarının olduğu sıkça gözlenmektedir. Kişi kendisini suçlu hissedebilir, çevresindekileri suçlamaktan çıkamayabilir veya geleceğe yönelik karamsar bir tutuma sahip olarak güzel günlerin geçmişte kaldığını ve o günlerdeki gibi hissedemeyeceğini ifade edebilir. Bu gibi düşünceler, duygular kişide çok yoğun olduğunda telkinde bulunmak işe yaramayacaktır. Kişinin bir kulağından girip diğer kulağından çıktığını görebiliriz hatta.
Depresyon tedavisinde en sık kullanılan yöntemler arasında EMDR Terapisi (Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) ve Bilişsel Davranışçı Terapi bulunur. EMDR Terapisi, depresyonun altında yatan travmaları keşfederek ve tetikleyici durumları ele alarak olumsuz düşünce ve duygulardan kurtulmayı sağlar. Bilişsel Davranışçı Terapi ise depresyon belirtilerini hedef alarak düşünce biçimlerini gözden geçirme ve yeni stratejiler öğretme üzerine odaklanır.
Birçok terapi yönteminde daha uzun vadede iyileşme görülürken EMDR Terapisi bu süreci kısaltarak tamamen depresyondan kurtulmaya olanak sağlar. Depresyonun altında yatan olumsuz geçmiş yaşantıların bulunması ve depresyonun ortaya çıkmasında rol oynayan tetikleyici durum terapist ve danışan birlikteliğinde keşfedilerek bu durumlar üzerinden EMDR Terapisi uygulanır. Böylelikle kişi olumsuz düşünce ve duygularından kurtularak pozitif bir bakış açısına sahip olarak geçmişin yüklerinden kurtulur ve özgürleşir.
Bu tedavi yaklaşımında terapi süresi kişinin geçmişine, kaynaklarına, terapiye karşı motivasyonuna bağlı olarak değişmekle beraber kısa sürede sonuç alabilmek mümkündür . Kişinin öz kaynaklarını kullanarak sıkıntı yaratan durumlarla başa çıkabilmesine yardımcı olacak becerileri kazandırmak asıl hedeftir. Terapist ve danışanın birlikte çalışarak saptadığı hedeflere ulaşmak ve “değişim” yaratabilmek için seanslar sırasında öğrenilenler seanslar arasında uygulamaya geçirilir. Seans içinde terapistten öğrenilen bilginin beceriye dönüştürülebilmesi için uygulamada “ev ödevleri” ya da egzersizlerden faydalanılır. Özetle bilişsel davranışçı terapi sıkıntı yaratan belirtileri hedef alan, sıkıntıyı azaltmayı, düşünce biçimlerini yeniden gözden geçirmeyi ve sorun çözmede yardımcı olacak yeni stratejiler öğretmeyi amaçlayan etkililiği bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış bir psikoterapi türüdür.
Depresyonun tedavisi bireysel özelliklere ve terapiye olan
motivasyona bağlı olarak değişebilir, ancak bu tedavi yöntemleri genellikle
kısa sürede sonuçlar verir. Depresyonun üstesinden gelmek için uzman desteği
önemlidir ve terapi süreci kişinin öz kaynaklarını kullanarak sıkıntılarıyla
başa çıkabilmesini sağlar.