Çocuklar tatil dönemlerinde geçirdikleri keyifli zamanlardan, bol oyun vakitlerinden, uyku düzenlerindeki değişimlerden sonra okula uyum sağlama sürecine girerler. Bu uyum sağlama süreci kimi zaman kolay kimi zaman zorlayıcı olabilir. Kolay ve zor olması çocuktan çocuğa değişir. Çocuğun okula uyum sağlama sürecinde zorlanması oldukça normal bir durumdur. Evden ve aileden daha önce kreşe, anaokuluna, okula gitme gibi durumlarda ayrılma deneyimini yaşayan çocuklarda da bu sürece duygusal açıdan zorlayıcı olabilir. Bu sebeple, çocuğunuzun ilk okula başlama veya başlangıcını yaptığı okula devam etme noktasında yaşadığı olumsuz duygular oldukça olağandır. Bu duyguları yönetme ve başa çıkma noktasında ebeveynlerin doğru yönlendirmesi çok önemlidir.
Örneğin, çocuğunuz ilk okul gününde ağlaması, sizden ayrılmak istememesi daha öncesinde bu durumu tecrübe etmediğinden kaynaklanan bir durum olduğunu unutmamalısınız. Yetişkinlerinde bilmedikleri veya aşina olmadıkları durum ve ortamların içinde bulunmaktan rahatsız olabileceği gerçeği bahsedilen durumla benzerdir. Çocuğunuz ağladığında kızmak yerine onun neler hissettiğini anlamayı tercih edebilirsiniz. Bu noktada çocukla kaygısıyla alakalı iletişim kurmak oldukça yararlı olacaktır. Örneğin, “Şu anda benden ayrılmak istemediğini biliyorum ama bende senin yaşında okula başladım ve okulda öğretmenlerim ve arkadaşlarım oldu. Okulda bilmediğim şeyleri öğrendim, arkadaşlarımla yeni oyunlar keşfettim. Buradaki diğer çocuklarda senin gibi okula geliyorlar, seninle ilgilenecek öğretmenlerin var, yalnız olacağın bir yer değil. Ben seni okul bittikten sonra gelip alacağım ve evimize gideceğiz, sende bana okulun nasıl geçtiğini anlatırsın olur mu? Belki çok seveceğin ve güzel oyunlar oynayacağın arkadaşların olacak, onlara bir şans vermeye ne dersin?” gibi bir konuşmadan sonra çocuğunuz anlaşıldığını, bu süreci sadece kendinin yaşamadığını, yalnız olmadığını ve gün sonunda tekrar eve gideceğini bilerek daha rahatlamış hissedebilir. Bu konuşmadan sonra veda süresini uzatmayın ve sabırlı olmaya devam edin.
Okul çocuğun topluma karıştığı ilk basamaklardan biridir. Bu nedenle çocuğun toplumla bir araya gelme, kreş ve anaokulu gibi okul öncesi eğitim kurumları tecrübesinin olması onu okula hazırlayan süreçte artı bir değer katacaktır. Bu tecrübeleri kazanmak çocuğunuza akran iletişimini öğretecek, toplumda davranış biçimlerini geliştirecek ve uyum davranışında bir artışa vesile olacaktır. Çocuğunuz eğer okul öncesi bir eğitim kurumda bulunmadıysa veya okul öncesi eğitime başlayacaksa, onu bilgilendirmek çok önemlidir çünkü çocuklar bilmediklerinden korkar veya çekinirler. Bu noktada çocuktaki kafa karışıklığını engellemek için ona ortam hakkında, aktiviteler hakkında ve genel zaman akışı hakkında bilgi verin. Verilen bilgiler onu rahatlatacak ve güven duygusunu arttıracaktır.
Çocuklar bir davranış avcısıdır. Sizi ve çevresini gözlemleyerek sizin davranışlarınızı kendi hayatında da uygular. Bu nedenle çocuğunuz ile olan iletişiminizde size büyük rol düşer. Çocuk anne ve babanın olumsuz durumlarda kullandığı baş etme yöntemlerini benimseyerek kendi davranışı haline getirir. Bu durumda, çocuğunuz okula uyum sağlama noktasında zorlandığı durumlarda sizin yaşadığınız bir olumsuzlukla başa çıkma yönteminizi (örneğin; ağlama, bağırma, sakin kalarak konuşma, sorun çözmek için iletişim kurma, düşüncelerini ifade etme) kendi yaşadığı olumsuz durumda uygulamaya çalışırlar. Anne ve baba, çocuğunun karşılaştığı zorlukla sağlıklı bir şekilde başa çıkmasını istiyorsa, kendisinin de başa çıkma yöntemlerini daha sağlıklı hale getirmesi gerekir. Çocuğunuzun sizin davranış ve düşünce yapınızdan etkilendiğini, sizin onun hayatında bir rol model olduğunuzu kendinize hatırlatın. Unutmayın ki, çocuklar mutlu olabilmek ve sorunların üstesinden gelebilmek için onları her koşulda anlayan, destekleyici bir aileye ihtiyaç duyar.
Çınar psikolojik danışmanlık uzman ekibimiz olarak, yaşanılan adaptasyon sorunu kapsamında çocuğunuza ve sizlere yardımcı olabiliriz.