Bilişsel davranışçı psikoterapi
psikoloji ve psikopatoloji (ruhsal rahatsızlıklar) alanındaki bilimsel
bulgulara dayalı olarak geliştirilmiş, bilimsel ilkelerin psikoterapi alanında
uygulanmasıyla ortaya çıkmış çağdaş bir psikoterapi yöntemidir. Psikoterapi,
ruhsal rahatsızlık veya sorunları sözel etkileşim yoluyla (görüşmelerle) çözme
tekniğine verilen genel addır. Bilişsel davranışçı terapi ruhsal
rahatsızlıkları açıklarken ve nedenlerini araştırırken psikoloji biliminin
verilerine dayanır. Bu rahatsızlıkların çözümünde kullandığı sözel ve
davranışsal yöntemler de aynı şekilde bu bilimsel ilkelere ve öğrenme
kuramlarına dayalıdır. Ortaya konan bu tedavi yönteminin etkinliği bilimsel
olarak sınanmış ve yüzlerce klinik araştırmayla birçok ruhsal rahatsızlıkta
etkili olduğu görülmüştür. Dayandığı temel itibarıyla diğer psikoterapilerden
farklı olan bilişsel terapinin tedavi uygulamaları süreç ve içerik olarak
yapılandırılmıştır. Öncelikle kişinin güncel sorunlarına odaklanır, süre olarak
daha sınırlı ve daha çok sorun çözme hedeflidir. Bilişsel terapi sadece
başvuranların güncel sorunlarını çözmez, aynı zamanda bütün yaşamları süresince
sorunlarını çözmekte kullanabilecekleri özel birtakım beceriler de öğretir. Bu
beceriler çarpık düşünceleri saptamak, inançlarını değiştirmek, çevreyle yeni
ilişkiler kurmak ve davranış değişikliğidir.
Bilişsel davranışçı terapi
bilişsel modele dayanır, bunu basitçe ifade etmek istersek, olayları algılama
biçimimizin bizim duygusal tepkilerimizi etkilediği gerçeği bilişsel davramışçı
terapinin ana çıkış noktasıdır. Yani “OLAYLARI OLDUĞU GİBİ DEĞİL, OLDUĞUMUZ
GİBİ GÖRÜRÜZ.” Örneğin, bu yazıyı okurken okuduklarımızı bir değerlendirmeye ve
yoruma tabi tutarız. Bu satırları okuyan bir kişinin “Çok güzel, tam benim
aradığım tedavi türü.” şeklinde düşündüğünü varsayalım. Bu kişi kendisini
mutlu, hevesli hissedecektir. Bir diğer kişinin ise buraya kadar yazılanları
okurken aklından “İyi gibi görünüyor ama ben yapamam, bende işe yaramaz.” şeklinde
düşünceler geçmişse bu kişi de kendisini karamsar ve isteksiz hissedecektir. Bu
satırları okuyan her insan kendine göre bir değerlendirme ve yorumlama yapar,
sonuçta ortaya çıkan duygu ve davranış bundan etkilenir. Yani kişinin duygusal
tepkisi doğrudan durumdan (örneğin burada yazıyı okuma) değil, durumla ilgili
düşüncelerinden etkilenir. İnsanlar gerilim, baskı altında oldukları zaman net
ve açık düşünemezler ve düşünceleri bir biçimde çarpıklaşmaya başlar. Bilişsel davranışçı
terapi, kişilerin sıkıntı verici düşüncelerini saptamalarını ve bu düşüncelerin
ne kadar gerçekçi olduğunu incelemelerine yardımcı olur. Ardından uygunsuz
düşünceleri değiştirmeyi öğrenip içinde bulunulan gerçekliğe uygun düşünülmeye
başlandığında kişi kendisini daha iyi hisseder. Sorun çözme ve davranış
değişikliği en çok ele alınan konulardır.